1/16/2016

TIRAŞ EDİLMİŞ SAKAL DAHA GÜR ÇIKAR!

Sokullu Mehmet Paşa (1505-1579)
Kıbrıs’ın fethi esnasında Venedik Elçisi Barbaro memleketten çıkarılmayarak İstanbul’da bırakılmıştı. Venedik elçisi, Osmanlı donanmasının 1571 senesinde İnebahtı’da yenilmesinden sonra Osmanlı Devleti’nin sulhe taraftar olup olmadığını ve Haçlılara tâviz verip vermeyeceğini anlamak istiyordu.

Bir mülakat esnasında Veziriazam Sokullu Mehmed Paşaya bu yenilgiyi alaylı bir şekilde anlatmaya kalkışmıştı.
Sokullu Mehmed Paşa ise ona:
“İnebahtı muharebesinden sonra cesaretimizin sönmediğini görüyorsunuz. Sizin zayiatınızla bizimki arasında fark vardır. Biz sizden bir krallık ver (yani Kıbrıs’ı) alarak kolunuzu kestik. Siz ise. donanmamızı yok etmekle sakalımızı tıraş etmiş oldunuz. Kesilmiş kol yerine gelmez: ama tıraş edilen sakal daha gür çıkar” diyerek tarihî bir cevap vermiştir.

İnebahtı’da Osmanlı donanmasının büyük bir kısmının yok edilmesi üzerine, kapdân-ı derya Kılıç Ali Paşa, donanmayı yeniden kurmak için canla başla çalışmakla beraber, işin azameti karşısında irkilmekte, bilhassa gemileri donatacak malzemenin yetiştirilemeyeceğinden korkmaktaydı. Bu sebeple bahara kadar 200 geminin hazırlanmasını isteyen vezîriâzam Sokullu Mehmed Paşa’ya:

“Gemilerin teknesinin yapılması mümkündür; lâkin iki yüz gemiye beş-altı yüz lenger (gemi demiri), ona göre âlât ve yelken ve sâir levazımın tekmili muhal (tamamlanması mümkün değil gibi) görünür” demesi, vezîriâzamın ona, şu meşhur sözü söylemesine vesile oldu:
“Paşa! Paşa! Sen bu devlet-i âliye-i Osmaniye’yi tanımamışsın. Bu Devlet-i âliye’nin kuvvet ve kudreti ol mertebedür ki, cümle donanma lengerleri gümüşten, resenleri (ipleri) ibrişimden, yelkenleri atlastan etmek ferman olunsa, müyesserdir. Hangi geminin mühimmatı yetişmezse, bu minval üzere benden al”
İmparatorluğun kudret ve imkân derecesini en iyi bilen Sokullu’nun bu sözü üzerine, Kılıç Ali Paşa kalkıp vezîriâzamın elini öptü ve;
“Hakîkaten bildim ki, bu donanmayı siz tekmil edersiniz” dedi.
Bu büyük gayretin sonunda bütün kış çalışılarak yeniden bir donanma meydana getirildi. Başbakanlık Osmanlı arşivindeki 19 numaralı Mühimme defterinin 89. sayfasında mevcut olan 29 Muharrem 980 (11 Haziran 1572) tarihli hükümde; “Tersâne-i âmiremde iki yüz elli pare mürettep ve mükemmel kadırga tedârük ve izhâr olunup” ibaresi vardır. Buna göre, o kış içinde yapılan gemilerin 200’den aşağı olmadığı anlaşılmaktadır.
Kıbrıs’ın fethi esnasında Venedik elçisi Barbaro memleketten çıkarılmayarak İstanbul’da bırakılmıştı. Elçi, Türk donanmasının 1571 yılında İnebahtı’da mahvından sonra Osmanlı hükümetinin sulhe tarafdâr ve haçlılara tâviz verip vermeyeceğini anlamak istediğinden mülakat esnasında Sokullu’yu yoklamıştı. Bunun üzerine vezîriâzam Sokullu Mehmed Paşa ona şu târihî cevâbını verdi:
“İnebahtı muhârebesinden sonra cesaretimizin sönmediğini görüyorsun. Sizin zayiatınızla bizimki arasında fark vardır. Biz sizden bir krallık yer (yâni Kıbrıs adasını) alarak kolunuzu kestik. Siz ise, donanmamızı yok etmekle sakalımızı traş etmiş oldunuz. Kesilmiş kol yerine gelmez. Lâkin traş edilmiş sakal daha gür çıkar.”
Sokullu’nun verdiği cevap, Osmanlı diplomasisinin teşkilât, müessese ve ordusu gibi kuvvetinin de ifâdesidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder