1/14/2016

KANLI MEKTUP



      1774 yılı Küçük Kaynarca Antlaşmasını okul yıllarından hepimiz az çok hatırlarız.. İşte o antlaşmayla Bulgaristan Avrupa ile Osmanlının sınırı olmuştu ya, meğer aynı zamanda Rus ordularının da geçiş noktası olmuş.. Bir de serde Kırım’ı aldıktan sonra Karadeniz’i iç gölü yapmak sevdası olunca, Rusya hemen işe koyulur ve Çarın isteğiyle yaveri hemen bir rapor hazırlar..
      Tolstoy’un hazırladığı raporda, Osmanlı İmparatorluğu’nun Ortodoks tebaasının, Türk Rus savaşlarında , Rusya’nın çıkarları doğrultusunda kullanılabileceğini belirttir...Bu müthiş fikirle Ruslar “ Panslavizm” (Slavların kendi hakimiyeti altında birleşmesi) amacı doğrultusunda derhal çalışmaya başlayarak, Devlet, önde gelen zenginleri, edebi yazarları, askerleri demeden(hatta meşhur Rus şairi “Aleksandr Puşkin bile) hepsi hummalı bir şekilde çalışmaya başlarlar... İlk hedef, Bulgar gönüllü taburu kurulup Bulgarların eğitilmesi, Avrupa’ da kamuoyunun oluşturulup müdahalesi, müslümanların silahlarının toplanılarak Bulgarların silahlandırılması, Osmanlı hükümetine baskı yapılması, çetelere para yardımı vs yapılmasıdır. Maalesef hepsini de ziyadesiyle gerçekleştirirler, üstelik Rus ajanlarda boş durmaz hıristiyan halkı doğrudan doğruya tahrik ederek isyana çağırırlar..Peki ya netice?.. “Bulgar İsyanı”!...
BULGAR İSYANI “KANLI MEKTUBUN” YAZIMI
      Bulgarlar daha önceleride bazı isyanlar çıkardılarsa da Osmanlı tarafından başarılı bir şekilde bu isyanları bastırılmıştır. Ama en son halkı organize eden isyancılar öyle çalışmışlardır ki Rusya tarafından eğitilen isyancılar son derece organize olmuşlardır...Asi liderler isyana katılmak için listeler oluşturmuş, silahları dış ülkelerden bil hassa Romanya ve Rusya’dan tedarik etmiş ve üniformalar bile dikmişlerdir..Asiler Osmanlı Hilalini pençesi altına almış aslan sembollü bir de bayrak yaparlar... Tüm hazırlıklar tamamlanınca 1 Mayıs isyan tarihi olarak kararlaştırılır ama Osmanlı makamları isyanı önceden haber alınca , isyan daha erken bir tarihe alınır. Önce Otlukköy civarında köyler isyan edip Türk evlerini yakarak işe müslümanlara eziyetle başlarlar..
      Bu arada asi lider Todor Kableşkov Hükümet Konağınına saldırarak Osmanlı nahiye müdürünü öldürür ve öldürülen müdürün kanıyla Otlukköy’deki isyancılara tarihe “kanlı mektup” ve ya “kan mektubu”olarak geçen o korkunç mektubu yazar. Mektup 20 Nisan da Georgi Benkovski’ye gönderilerek isyanın başladığını haber veriyordu..1 9 yaşındaki Georgi Salçev iki yer arasındaki 5 saatlik mesafeyi 2 saatte gider ve Otlukköy’e geldiğinde atı aşırı yorgunluktan ölür..Bulgarlar telgraf tellerini keser, geçitleri tutar ve etrafı ateşe vermeye başlarlar…Peki namusu canı kıyıma uğrayan müslüman halk ne yapar derseniz,haliyle kendilerini korumak için aynı şekilde cevap verirler sonunda memleket kan ve ateş içinde kalır..
BABIALİ’NİN İSYANI VE KATLİAMI DUYMASI
      İsyanın Osmanlıda duyulması üzerine derhal Babıali Mithat paşa, Hüseyin Avni ve Abdülkerim paşaların isyanı bastırması için 18.000 kişilik Osmanlı ordusuyla bölgeye gönderilirler..Lakin özellikle Balkan halkından ilk müslüman olan ve son döneme kadar Osmanlının yanında kalan Arnavutların da içinde olduğu müslümanlardan oluşan gönüllüler de orduya yardım için bölgeye gider ve yardımlarıyla isyan bastırılır bastırılmasına ama, katledilen müslümanların itikamını Bulgar isyancılardan almak isteyen bu gönüllü birlikler bazı Bulgar köylerini de tahrip ederler.. Bu olayı ellerinde bir koz olarak kullanan Rus konsolosu olayı abartarak hemen kamuoyu yaratır ve tüm Avrupayı ayağa kaldırır. İsyanın bastırıldığı “Batak Köy” ön plana atılarak bu köyün tamamının vahşice Türkler tarafından katledildiği Avrupa basınında yazılır çizilir...Tarihe de “Batak Katliamı” diye uyduruk bir katliam hediye eden iş birlikçiler sayesinde , Avrupa Devletleri hemen Osmanlı İmparatorluğu’ nun durumunu gözden geçirmek için acil toplanırlar (Berlin Memorandumu)..
BATAK KATLİAMININ GERÇEK YÜZÜ
      Edirne’deki Rus konsolosu 75.000 kişinin katledildiğini yazmıştır.. Bulgar arkeolog “Nikolay Ovçarov” ise daha sonra rakamın 30.000 olduğunu belirtir… Yıllar sonra Alman tarihçi “Ulf Brunbar” İngiliz gazetelerine Bulgar ihtilalcileri tarafından abartılarak servis edilen haberin yalan olduğunu açıklar..Alman tarihçi Sofya da verdiği konferansta olayın gerçek yüzünü anlatınca Bulgar milliyetçiler adeta çıldırırlar... Berlin’deki Doğu Avrupa Enstitüsü tarih üyesi olan Prof. Ulf Brunbauer Bulgar tarihçilerin, “Osmanlı yönetimine karşı 21 Nisan 1876’da başlatılan Batak isyanı sırasında, çoğu kadın ve çocuk 5000 kişinin Batak’taki Sveta Nedelya kilisesinde Osmanlılar tarafından kılıçtan geçirildiği” şeklindeki iddialarını çürüttüğü gibi, bununla da kalmaz, “Osmanlı yönetimi altındaki Bulgaristan’ın tarih kitaplarında yazan hali uydurmadır” diyerek Bulgar tarihçilere yüklenir..
Başını Türk karşıtı ATAKA partisinin çektiği yüzlerce kişilik grup Sofya’da konferansın yapıldığı otelin önünde Bulgar bayrakları ile eylem düzenleyerek, Alman tarihçiye derhal Bulgar halkından özür dilemesini talep eden bir not iletirler.. Ancak bu notu konferans sırasında alan tarihçi, “Aptal milliyetçiler” diye tepki verince tahmin edeceğiniz gibi ipler iyice gerilir ve olaylar ateşli bir şekilde devam eder..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder