2/02/2016

BEN PADİŞAHIM!

SULTAN İBRAHİM (1615-1648)
     Sultan İbrahim, bazen Edirne’ye gider, bazen de İstanbul’da ayak divanı yapıp halkın şikayetlerini dinlerdi. Bir seferinde Edirne’ye gittiğinde şöyle tellâl bağırttı:
       “Padişah fermanıdır, duyduk duymadık demeyin! Yarın ayak divanı olacaktır. Kimin kimden şikayeti varsa gelsin, Padişah efendimize söylesin. Duyduk duymadık demeyin!” 
          Ertesi gün ayak divanı oldu ve Padişah halkın karşısına çıktı. Kalabalığa;
    “Ben dahil, kimseden şikayetiniz var mı?” diye sordu. Halktan biri ileri çıktı. Padişah’ı selamladıktan sonra;
       “Padişah’ım! Benim şikâyetim vardır” deyince, Sultan;
      “Söyle de tedbir edelim. Şikayetinde haklıysan haksızı cezalandıralım” dedi. O adam;
   “Padişah’ım! Kerim Ağa denen eşkıya bana zulmetti. Malımı, mülkümü alıp çoluğum-çocuğumla sokaklara attı. Memleketin varlıklı ailelerinden iken en varlıksızı oldum. Bir lokmaya muhtaç hâle geldim. Sözümü doğrulayacak şahidlerim vardır” dedi. Padişah şahidleri de dinledikten sonra, Kerim Ağa’yı buldurup getirtti ve ona;
     “Ağa! Hakkında şikayet var. Eşkıyalığa bulaşıp mazlumları soyar, mallarını alarak sokaklara atarmışsın. Doğru mudur?” diye sordu. Ağa özür dileyeceği yerde, ileri geri konuşmaya başladı. Padişah’ın kendisine bir şey yapamıyacağını sanıyordu. Çünkü yandaşlarına güveniyordu. Özellikle de yeniçeri olmasına güveniyordu;
     “Padişah’ım ben yeniçeriyim” diye bağırması üzerine, sultan İbrahim öfkeyle tahtından kalkıp, adamın yakasından tutarak yere çarptı ve; “Bre densiz! Sen yeniçeri isen ben de Padişahım!” dedi. Orada ağayı cezalandırıp haklıya hakkını teslim etti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder