1/14/2016

KÜRŞAT VE 40 YİĞİT ÇERİ...




     Fırtınalı ve yağışlı bir gecede kırk yiğit arkadaş binlerce muhafıza karşı..Amaçları sadece yeniden toplanmak, yeniden diriliş şuuru yaratmak...


    MS. 600 ‘lü yıllarda Göktürkler Çin baskısı altında zorlukla yaşıyorlardı. Hükümdar Çuluk Kağan hain bir Çin prensesiyle evlenmiş ve Çinliler Türklerin Çinlileşmesi işini tatbik etmeye nihayet başlamışlardı. Çeşitli entrikalar, casusluk olaylarıyla çalkalan devlet, bir anda zehirlenerek öldürülen Kaan’nın yerine geçen dirayetsiz, kötü politikalar süren Kara Kaan’ la daha da felakete sürüklenmişti. Birde üstüne üstelik yaşanan korkunç kuraklık ve soğuk iklimin getirdiği kıtlıkla isyanlar da zuhur etmişti. . Türklerin aciz durumundan faydalanan fırsatçı Çinliler büyük bir ordu ile Türklerle savaşmaya gelmişti. Çinlilerin zaferi, Türkleri esaret altında yaşayacağı bir döneme maalesef iter. Savaştan sonra, yaklaşık 100bin Türk, 9 yıl boyunca Si Gan Fu şehrinde tutsak kalmıştı. Türkler Çin Seddinin güneyine sürülüp iklimine alışamadıkları yerlerde perişan olurlar hatta kayıtlar bunlar hakkında kemikleri dağlar kadar oldular diye yazmıştır. Doğu Göktürk Devletinin arazisi adeta insandan boşalır ve nihayet Ötüken de Çin hakimiyeti kurulur.
Çinliler Türkleri tamamen Çinlileştirmek için çok uğraştıysalar da hiçbir zaman başarılı olamadılar. Türkler örf ve adetlerini, dillerini, hele hele o parlak zaferlerini asla unutmadılar. Bu zamanda tüm baskılara rağmen Türkler, “ Ben ki vaktiyle Ötüken’in hakimi Göktürk Kaanın tebasıydım. Şimdi kime tabiyim ki, kimdir bunlar nedir bu felaket” diye düşündüler, düşündüler ve Kürşad Tegin ( asıl adı Chie-shih-shuai) ile 40 yiğit arkadaşı o fırtınalı gecede Çinlilerin boğazına çöktüler ..

GÖK GİRSİN KIZIL ÇIKSIN GÖK TANRI SEN TANIKSIN

Kürşad T’u-li Kağan’ın kardeşi idi. Yakın arkadaşlarından 40 kişi ile Göktürk Kağanlığını tekrar kurmak için bir plan yapıp, o bilindik yemini ettiler: ‘Gök girsin kızıl çıksın, gök tanrı sen tanıksın’.

Planları ise Çin hükümdarını rehin alıp Türkleri esir hayatlarından kurtarmaktı…Nasıl olacaktı derseniz, Çin İmparatoru T’ai- tsung geceleri tebdili kıyafetle dışarı çıkıyordu. Kürşad Çin İmparatorunun rehin alacak ve karşılığında esir olan Türkleri kurtaracaktı. Baskın için bir plan hazırlanmıştı lakin kararlaştırılan gecede ansızın çıkan büyük bir fırtına yüzünden İmparator dışarı çıkmamıştı. Hareketi başka bir zamana bırakmak istemeyen Kürşad, başka bir çare kalmadığını görünce doğrudan Çin Sarayına hücuma karar verir. Derhal hücuma geçilir, saray kapıları kırılır, hatta imparatorun kapısına kadar bile gelinir. Ama saray muhafızları sayıca çok üstündüler. Buna rağmen bazı Çin kaynaklarına göre takviye kuvvet getirterek baskını önlemeye çalışmışlardı. (Aslında bu çok önemli bir hadisedir, son derece kalabalık olduğunu bildiğimiz imparator muhafız alayına eğer takviye kuvvet gelmişse gerçekten bu 40 yiğit çerinin kahramanlığı olağanüstüdür.) Kürşat ve yiğitleri sayıca üstün bu muhafızlara daha fazla dayanamaz ve neticede saraydan kaçmayı başarırlar ama şehrin kuzeyindeki Wei Irmağında en son Kürşad’ın atının üzerinde öldürülmesiyle bu bahtsız teşebbüs sona erer.

O gece anlatılanlara bakılırsa 40 Türk 1000’e yakın Çinliyi öldürmüş ve 40 yiğit insan da can vermiştir. İhtilal o gün belki başarıya ulaşamadı ama, Çinliler Türklerden bundan sonra çok daha fazla korkmaya başladılar!.Düşündüler ki 40 Türk böyle yapabiliyorsa 100 bin türk neler yapamazdı ki?..Sonunda Kürşad’ın millet aşkı Çinlileri korkutmayı başararak, tüm Türklerin serbest bırakılmasına ve II.Göktürk Devletinin kurulmasına sebep oldu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder